20 Temmuz 2012 Cuma

Doğum Sonrası Anne-Bebek


Bebek, bazen çok istenen hevesle beklenen, bazen açıkça istenmeyen bazense önce istenmeyen sonra çok sevilen olabilir. Öncesi ne olursa olsun her bebek geldiği evde bir bomba düşmüş etkisi yaratır. Düzenler bozulur, yeni düzen kurulmaya çalışılır ve yeni rollere uyum sağlanır. Bu süreçte annenin psikolojik durumunun önemi artık yeni annelerce biliniyor. Doğum sonrası depresyon konusunda anneler bilinçleniyor. Bu hastalığın kendilerine ve bebeklerine vereceği zararı biliyor, önlem almaya çalışıyorlar.
Peki depresyon tanısı konulamayacak bazı durumların da anne-bebek ilişkisindeki rolü hakkında ne kadar bilgimiz var? Yapılan uzun soluklu bir araştırma, depresif duygudurum halinin de anne-bebek ilişkisini hatta bebeklerin gelecekteki kişiliğini etkilediğini ortaya koyuyor.
Çalışma sonuçlarına göre depresif bir mizaca sahip anneler, bebekleri olunca depresyonla baş etmek için hipomanik yani basitçe fazla hareketli, konuşkan, enerjik, coşkulu bir hale geçebiliyorlar. Bu durum depresyona karşı oluşturulan bir savunma mekanizması.
Bebekle aşırı ilgili olma hali de kaygılardan kaynaklanıyor ve bebekle yakalanması gereken uyum halini engelliyor. Böyle zamanlarda bebek kimi zaman anneden fazla uyaran alıyor ve ondan ilgisini çekiyor. Sonuç olarak anne-bebek ilişkisi olumsuz etkileniyor.

19 Temmuz 2012 Perşembe

Bebekten Sonra



Bir çok bilimsel çalışma bebek sonrası çiftlerin evlilik memnuniyetlerinin düştüğünü söyler.
Belki “Başka bir hal aldı” denilen ilişki bir süre yeni formuna alışmakta zorlanıyor ve bu da çiftleri etkiliyor. Hatta bazı çalışmalar, kadınların evlilik memnuniyetinin erkekten daha önce ve daha çok azaldığını da gösteriyor. Bunun nedeni olarak da değişen roller, eklenen sorumluluklar gösterilebilir.
Peki acaba sağlıklı bebeklerin ebeveynlerinin ilişki kalitesi de uyku alışkanlıklarından etkilenebilir mi?
Uyku
Bebeklerin ilk bir yıl gece uyanmalarının devam ettiğini düşünürsek, anne babaların da
uykularından olduklarını, uykusuz kalmanın psikolojik ve fiziksel olarak ann babaları yorduğunu ve bu durumun dönüp dolaşıp onların ilişkilerini etkilediğini düşünmek mantıksız olmasa gerek!
Önce uyku problemi olan bebekleri ele alalım. Bebeklerin uyku problemlerinin, problemin cidddiyetine göre anne depresyonu ve kaygı bozukluğu hatta baba depresyonuyla bağlantılı olduğu bulunmuştur.Çocukları bebekliğinde uyku problemleri yaşayan annebabaların, çocukları 3-5 yaşlarına geldiğinde diğer anne babalara oranla daha yorgun oldukları bulunmuş.
3-4 yaş arası uyku problemi olan çocuğa sahip annelerin evlilik memnuniyeleri düşmezken, 24 aydan daha uzun süren uyku problemlerinin anne depresyonu ve ebeveynlik stresini arttırmaktadır.
Bazı çalışmalar bebeklerin uyku problemleri çözüldüğünde ebeveynlerin uyku kalitelerinin ve evlilik memnuniyetlerinin arttığı sonucuna varmıştır.
Peki Ağlama?
Bebeklerin ağlaması anneden çok babaları olumsuz etkiliyor!Altı haftalık bebekleri olan babaların kaygı hissine ek olarak kendilerini ve eşlerini güçsüz hissettikleri bulunmuş.Annelerinse problem kaynağını bebeğe atfederek kendilerine dair kötü hislere kapılmadıkları ortaya çıkmış.


14 Temmuz 2012 Cumartesi

anne bebek psikolojisiyle ilgili ciddi bilgiler


Bebeğin benlik duygusu ilişkilerin duygusal tonu içinde gelişir. Bebek kendini önce annenin gözünden görür. Annenin ses tonu, beden dili, elleri, bebeği tutuşu, bakışları bu ilişkide belirleyicidir.

Bebek memeden süt geldiği zaman mutlu, gaz sancısı varken mutsuzdur. 
Çocuk psikoterapisinde önemli teknikler geliştiren psikanalist Melanie Klein'a göre, bebek farklı zamanlarda, ona süt veren, iyi deneyimler yaşatan memeyi  "iyi meme", ona süt vermeyen ve onu hayalkırıklığına uğratan memeyi "kötü meme" olarak deneyimler. Oysa ki aynı meme, aynı annededir, değişen bir şey yoktur. Değişen aslında bebeğin hisleridir. Bebekler ve küçük çocuklar, duygularını düzenleme becerisinden yoksun oldukları için ya sever ya da nefret ederler.
 (Sen kötüsün! Kötü anne! Tanıdık geldi mi?)
Onlara göre ya iyi vardır ya da kötü. Çünkü varlıkları o memenin ucundadır! Süt gelirse beslenecek; yaşayacak, gelmezse yaşayamayacaktır. Bu nedenle bebekler için ya iyi ya kötü, ya sevilen ya da nefret edilen vardır. Ancak bir süre sonra birşeylerin hem iyi hem de kötü olabileceğinin ayırdına varmaya başlarlar.
Bu ayrımı yapabilmek için de, annelerinin onları "düzenlemesi"ne ihtiyaçları vardır.
Eğer anne, bebeğin güçlü duyguları, yoğun ihtiyaçları ve talepkarlığıyla baş etmekte zorlanıyorsa, kendisini ve bebeğini düzenlemesi kolay olmayacaktır. Bu nedenle bebeklerle ilişki halindeyken önce annenin kendi duygularını, düşüncelerini, ihtiyaçlarını fark etmesi gerekir.